Namaz Vakitleri
Videolar
Anasayfa
Anasayfa
Türkçe Sözlükler
Haberler
Sağlık
Faydalı Bilgiler
Astroloji
Bilim Adamları
Atasözleri ve Anlamları
Rüya Tabirleri
Zıt Anlamlı Kelimeler
Eş Anlamlı Kelimeler
Deyimler ve Anlamları
Osmanlı İmparatorluğu
Dörtyol - Karakese
Tümü
2025 Yılı Takvimi
Videolar
Galeri
Haberler
Sağlık
Faydalı Bilgiler
Osmanlı İmparatorluğu
Dörtyol - Karakese
Ülke Listesi, Ülke Telefon Kodları
LGS Taban Puanları
Denetimli Serbestlik Müdürlükleri
Firma Rehberi
YKS Taban Puanları
Resmi Tatil Günleri
Yıllara Göre Takvimler
Takvimler
Cuma Hutbeleri
Sözlükler
Nasıl Pilot Olurum
Türkçe Kelimeler ve Anlamları
Nöbetçi Eczane Listesi
Nöbetçi Eczaneler
Eczane Adres ve Telefonları
Bilim Adamları
Atasözleri ve Anlamları
Hicri Takvim
Rumi Takvim
Miladi Takvim
Kim Kimdir, Biyografi
Şehirler - İller
Sınavlar - Atamalar
Denetimli Serbestlik Müdürlükleri
Yerel Seçim Sonuçları
ASP, Classic Asp
Yaş Hesaplama, Kaç Yaşındayım
Dini Günler Listesi
Ramazan Bayramı Ne Zaman
Kurban Bayramı Ne Zaman
Dizi Fragmanları
Ülkeler
Okul Adres ve Telefonları
Osmanlı Sultanları
Osmanlı Tarihi
Evliyalar Ansiklopedisi
İslam Alimleri
Şiirler Menkıbeler
Osmanlı Hikayeleri
Haberler
Sağlık
Faydalı Bilgiler
Osmanlı İmparatorluğu
Dörtyol - Karakese
Ülke Listesi, Ülke Telefon Kodları
LGS Taban Puanları
Denetimli Serbestlik Müdürlükleri
Firma Rehberi
YKS Taban Puanları
Resmi Tatil Günleri
Yıllara Göre Takvimler
Takvimler
Cuma Hutbeleri
Sözlükler
Nasıl Pilot Olurum
Türkçe Kelimeler ve Anlamları
Nöbetçi Eczane Listesi
Nöbetçi Eczaneler
Eczane Adres ve Telefonları
Bilim Adamları
Atasözleri ve Anlamları
Hicri Takvim
Rumi Takvim
Miladi Takvim
Kim Kimdir, Biyografi
Şehirler - İller
Sınavlar - Atamalar
Denetimli Serbestlik Müdürlükleri
Yerel Seçim Sonuçları
ASP, Classic Asp
Yaş Hesaplama, Kaç Yaşındayım
Dini Günler Listesi
Ramazan Bayramı Ne Zaman
Kurban Bayramı Ne Zaman
Dizi Fragmanları
Ülkeler
Okul Adres ve Telefonları
Osmanlı Sultanları
Osmanlı Tarihi
Evliyalar Ansiklopedisi
İslam Alimleri
Şiirler Menkıbeler
Osmanlı Hikayeleri
A Harfi
ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
A
B
C
Ç
D
E
F
G
Ğ
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
A Harfi ile Başlayan Eş Anlamlı Kelimeler
ab - su
aba - abla, anne, üstlük
aba – üstlük
abadanlık - imar, kent, mesken, şehir, şenlik
abajur - kalpak, örtük, sayvan, siper
abajurlu - kalpaklı, siperli
abaküs - mihsap
abalı - abapuş
abanmak - bastırmak, dayanmak
abanozlaşmak - matlaşmak, sertleşmek
abapuş - abalı
abartı - mübalağa
abartı – mübalağa
abartılı - mübalağakâr
abartma - ilave
abartmadan - bilamübalağa
abartmak - artırmak, mübalağa etmek
abat - bayındır, rahat, şad, şen
abatlaşma - güzelleşme, şenlenme, yakşılaşma
abatlaşmak - güzelleşmek, şenlenmek, yakşılaşmak
abatlık - imar
abd - köle, kul
abdar - güzel, ifadeli, letafetli, manalı, sulu, şıralı, taravetli, tesirli
abdarlık - letafetlilik, sululuk, şıralılık, taravetlilik
abdarlılık - ifadelilik, manalılık, tesirlilik
abdest - vuzu
abdesthane - tuvalet
abdug - atlama, ayran
abece - alfabe
abece – alfabe
abecesel - alfabetik
abecesel – alfabetik
abes - boş, gereksiz, yersiz
abes – boş – gereksiz
abes yere - boşuna
abıhayat – bengi su
abır - giyim, haya, haysiyet, hürmet, kadir kıymet, kıyafet, şeref, üst baş
abırlamak - azarlamak
abırlı - hayalı, hürmetli, ismetli, itibarlı, münasip, namuslu, nüfuzlu, selikalı, utangaç, yakşı
abırsız - edepsiz, hayasız, utanmaz
abırsızlık - edepsizlik, hayasızlık, utanmazlık
abide - anıt, eser, estelik, kaynak, yadigâr
abide – anıt
abidik gubidik - abuk sabuk
abit - zahit
abitleşme - zahitleşme
abitleşmek - zahitleşmek
abitlik - zahitlik
abiye - gösterişli, tuvalet
abla - aba, bacı, büyük bacı, mama
abluka - kuşatma, muhasara
abluka – kuşatma
abluka etmek - kuşatmak
abone olmak - dadanmak
aborda etmek - yanaşmak
abra - denge, yük
abstre - mücerret, soyut
abstreleşme - mücerretleşme, soyutlaşma
abstreleşmek - mücerretleşmek, soyutlaşmak
abstreleştirme - mücerretleştirme, soyutlaştırma
abstreleştirmek - mücerretleştirmek, soyutlaştırmak
absürt - saçma
abuhava - iklim
abuk sabuk - anlamsız, herze
abuk sabuk – anlamsız
abuk subuk - abuk sabuk
abuklamak - saçmalamak
abullabut - hantal, kaba
abullabut – hantal, kaba
abur cubur - boş
abus - acayip, garip, somurtkan
abus – somurtkan
acaba - acep, göresin, kuşku, şüphe
acaba -acep
acar - becerikli, cesur, çevik, yeni
acar – cesur, becerikli
acara - acar
acayip - abus, antika, garip, ibret, tuhaf
acayip – garip
acele - çabuk, ivedi, tacilî, telesik, tez
acele – çabuk – ivedi
acele etmek - aşıkmak, telesmek
aceleci - acul, çabuk, farfara, ivecen, kıvrak
aceleci – ivecen
aceleten - çabucak
Acemce - Farsça
Acemce – Farsça
acemi - amatör, bilgisiz, müptedi, tor, toy
acemi – toy, bilgisiz
acı - ağır, ağrı, ateş, azar, çığlık, dağ, dokunaklı, elem, eziyetli, felaketli, göbüt, ıstırap, keder, kaba, keskin, kırıcı, kötü, kubat, meşakkatli, üzüntü, yara, zehir, zehirli
acı – üzüntü – ıstırap
acı olmak - acılaşmak
acıklı - dokunaklı, feci, gussalı, hazin, kederli
acıkmak - acmak
acılama - paylama, sançma, zehirleme
acılamak - paylamak, sançmak, zehirlemek
acılanmak - acılaşmak
acılar - teessürat
acılaşma - acıma, turşulaşma, tüntleşme
acılaşmak - acımak, turşulaşmak, tüntleşmek
acılı - kederli, yanık, zehirli
acılık - felaket, keskinlik, kinayelilik, meraret, sertlik, tüntlük, uğursuzluk, zehirlilik
acıma - merhamet, rahim
acıma – merhamet
acımak - acılaşmak, yazığı gelmek
acımasız - cani, cellat, gaddar, gâvur, kalpsiz, katı, merhametsiz, rahimsiz
acımasız – gaddar
acımasızlık - zulüm
acımsı - dokunaklı
acınma - teessüf
acınmak - hayıflanmak
acışmak - gocunmak
acıtmak - ağrıtmak, incitmek, yakmak
acil - ivedi
acil yardım - ilk yardım
acilen - çabucak
aciz - güçsüzlük
acmak - acıkmak
acul - aceleci, çabuk, hızlı
acun - dünya
aç - dilenci, fakir, haris, hevesli, karnıboş, kâsıp, muhtaç, sefil, yalanaç, yoksul, yurtsuz
açacak - anahtar
açar - anahtar
açgöz - açgözlü, haris, ihtiraslı, tamahkâr
açgözlü - açgöz, gözü aç, haris, hırslı, tamahkâr
açgözlük - harislik, heves, ihtiras, tamahkârlık
açgözlülük - tamah
açı - bucak, zaviye
açığa vurmak - dökmek, ifşa etmek
açık - aleni, berrak, boş, çıplak, münhal, sarih, somut, vazıh, zahir
açık ağızlı - ahmak, aptal, sersem
açık artırma - artırma, müzayede
açık deniz - engin
açık iclas - açık oturum
açık oturum - açık iclas
açık saçık - edepsiz, müstehcen
açıkça - açık
açıkgöz - jandarma, kurnaz, uyanık
açıkgöz – kurnaz
açıklama - izah, tavzih
açıklamak - göstermek, izah etmek, yayımlamak
açıklık - ara, mesafe, sarahat, vuzuh
açıktan açığa - ulu orta
açılmak - boşalmak
açım - açma
açımlama - şerh
açınım - inkişaf
açınmak - gelişmek, inkişaf etmek
açkı - anahtar
açma - otopsi, şerh
açmak - ayırmak, beğenmek, boşaltmak, çözmek, fethetmek, yapmak, yarmak, yazmak
ad - isim, nam, şöhret, ün
ad çekme - kura
ad – isim
ada - aral, cezire
adaklanmak - nişanlanmak
adaklı - nişanlı
adale - kas
adale – kas
adalet - doğruluk, hak
adalet – hak
adaletli - adil
adaletsizlik - mağduriyet
adaletten - adil
adam - eş, herif, insan, koca, zat, zevat
adam olmak - büyümek, gelişmek
adamak - nezretmek
adamakıllı - güzel, pir
adamcıl - munis
adamyiyen - yamyam
adap - töre
adapte olmak - uymak
adavet - düşmanlık, husumet
aday - namzet
addetmek - saymak
adele - kas
adese - mercek
adet - sayı, tane
adet – tane
adıl - zamir
adıl – zamir
adım - aşama, girişim, hamle
adım adım - yavaş yavaş
adına - yerine
adi - alçak, aşağı, aşağılık, bayağı, olağan, sıradan, süfli, ucuz, yoz
adi – bayağı – aşağılık
adilik - aşağılık
adisyon - hesap
adlandırmak - anmak
adlı - ünlü
adlı sanlı - ünlü
adres - unvan
aferin - bravo
aferin – bravo
afet - facia, kıyamet
affedersiniz - efendim
affedilmiş - muaf
affedin - pardon
affetme - bağışlama, şefaat
affetmek - bağışlamak
affetmek – bağışlamak
affeylemek - affetmek
afi - caka, çalım, fiyaka, gösteriş
afili - gösterişli
afişe etmek - açıklamak
afişlemek - göstermek, nitelemek
afiyet - keyif, sağlık
aforozlamak - kovmak
afra tafra - çalım
afsun - büyü
afsunlamak - büyülemek
afur tafur - çalım
afyon - tiryak
agâh - muttali, uyanık
agreman - uygunluk
agresif - saldırgan
aguş - kucak
ağ - file, örgü, şebeke, tor, tuzak
ağa - ağabey, koca
ağababa - ata, dede
ağabey - ağa, aka, efe
ağdalı - karmaşık
ağı - zehir, zıkkım
ağıl - hale
ağılamak - zehirlemek
ağır - ağırbaşlı, alçak, ciddi, çetin, dokunaklı, gösterişli, güç, kırıcı, korkulu, oturaklı, tehlikeli, vahim, veznin, yavaş, yoğun
ağır ağır - yavaş yavaş
ağır sıklet - ağır
ağırbaşlı - ağır, ciddi, gösterişli, kâmil, paşa, temkinli, vakur, veznin
ağırbaşlılık - vakar
ağırcanlı - tembel
ağırlama - ikram
ağırlaşmak - bozulmak, fenalaşmak, yavaşlamak
ağırlık - baskı, etki, kalın, külfet, rehavet, sıkıntı, sorumluluk, takı, tartı, yük
ağırsamak - yüksünmek
ağız - dudak, gaga, kavşak, kenar, uç
ağız ağıza - tamamen
ağız dalaşı - tartışma
ağız kavafı - geveze
ağız kavgası - tartışma
ağız tadı - rahatlık
ağızlık - huni
ağızotu - yem
ağızsız - sessiz
ağlamak - sızlanmak, viyaklamak, yakınmak
ağlaşmak - sızlanmak
ağmak - inmek
ağrı - dert
ağrı sızı - sancı
ağrılı olmak - acımak
ağrımak - burulmak, tutmak
ağrıtmak - acıtmak
ağzı bozuk - küfürbaz
ah - beddua
aha - işte
ahacık - işte
ahali - el, halk, nüfus
ahbapça - içten
ahbaplık - hukuk, hususiyet, ünsiyet
ahek - badana
ahenk - beste, uyum
ahenk – uyum
aheste - ağır, yavaş
aheste aheste - yavaş yavaş
aheste beste - yavaş yavaş
ahır - dam
ahi - cömert, kardeş
ahir - son, sonra
ahiret yolculuğu - ölüm
ahit - ant, antlaşma, devir, zaman
ahitname - antlaşma
ahize - destek
ahlak - moral
ahlaklı - mazbut
ahlaksız - düşkün, soysuz
ahmak - aptal, budala, dangalak, salak
ahmaklık - hamakat
ahraz - dilsiz
ahşa - bağır
ahu - ceylan
ahunt - hoca
ahvalat - vukuat
ahvaliruhiye - haletiruhiye
ahvalruhiye - hava
ahzetmek - almak
ahzüita - alışveriş
aidat - ödenti
aile - eş, ev, familya, karı, kodak, ocak, odbaşı, sülale
ailevi - maaile
ait - ilişik
ajan - casus, temsilci
ajite etmek - kışkırtmak
ajur - antika
ak - beyaz, dürüst, rahat, temiz
ak pak - parlak, temiz
aka - ağabey, büyük
aka – büyük
akademi - yüksekokul
akak - yatak
akan - cari
akarca - kaplıca
akarsu - su
akbaba - ihtiyar
akça - nakit
akçe - akça, nakit
akçeli - mali
akdarı - darı
akdetmek - yapmak
akıbet - son, sonuç
akıcı - kıvrak
akıl - bellek, beyin, düşünce, hatır, kanı, karın, us
akıl – us
akıllanmak - uslanmak
akıllı - aptal, makul, uslu
akıllıca - doğru, makul
akılsız - şaşkın
akılsızlık - ahmaklık
akım - cereyan, hareket
akın - atak, dere
akın etmek - üşüşmek, yürümek
akıntı - akım, cereyan, meyil, sızıntı
akıntılı - meyilli
akış - akın, cereyan
akıtmak - dökmek
akide - inanç
akil - akıllı
akis - yankı, zıt
akit - nikâh, sözleşme
akla yatkın - makul, uygun
aklamak - beraat kazandırmak
aklanma - beraat
aklaşmak - ağarmak
aklavcı - avukat
aklı kıt - budala, saf
aklık - düzgün
aklıselim - sağduyu
akmak - gelmek, karışmak, katılmak, süzülmek
akmamak - kesilmek
akman - saf, temiz
akort - düzen, uyum
akraba - hısım, kohum
akran - böğür
akrep - yelkovan
akrobat - cambaz
aks - dingil
aksak - topal
aksakal - ermiş, evliya
aksaklık - arıza
aksama - arıza
aksamayan - dakik
aksan - vurgu
aksata - alışveriş
aksatmak - sarsmak
akse - kriz
akseptans - kabul
aksetmek - ulaşmak, vurmak, yankılanmak, yansımak
aksırma - aksırık
aksi - hırçın, huysuz, karşıt, menfi, münasebetsiz, olumsuz, suratsız, ters, zıt
aksi – ters
aksi cevap - tepki
aksine - bilakis, tersine
aksiseda - yankı
aksiseda vermek - yankılanmak
aksiyon - eylem, hareket, iş
aksiyoner - hissedar
aksülamel - tepki
akşam - gece
akşam ezanı - akşam
akşam namazı - akşam
aktalanmış - iğdiş
aktarılma - devir
aktarım - nakil
aktarma - alıntı, nakil, transfer
aktarma etmek - aktarmak
aktarma yapmak - nakliyat değişmek
aktarmak - aramak, bellemek, devretmek, göçürmek, iletmek, nakletmek, tercüme etmek
aktif - canlı, cevval, faal
aktiflik - etkinlik
aktivite - etkinlik
aktör - oyuncu
aktöre - ahlak
aktris - oyuncu
aktüalite - aktüellik
aktüel - güncel
aktüellik - aktüalite
akur - kuduz
akva - kuvvetli, sağlam
al - düzen, hile, kırmızı, kızıl, tuzak
al – kırmızı
ala - alaca
ala bezek - alaca
ala bula - alaca
alaca - ala bezek, ala bula
alacakarga - saksağan
alacalı - alaca
alaçık - çardak
alak otu - çim
alaka – ilgi
alaka - ilgi, komünikasyon, ulaşım
alakadar olmak - ilgilenmek
alakalandırılma - koordinasyon
alakalandırma - koordinasyon
alakalanmak - ilgilenmek
alakarga - saksağan
alalamak - gizlemek
alamet - belirti, emare, im, işaret, iz, nişan
alaminüt - acele, çabuk
alan - düz, meydan, saha, vadi, yer
alan talan - karmakarışık
alarga - engin
alarga etmek - uzaklaşmak
alarm - heyecan sinyali
alarmak - kızarmak
alaşağı etmek - atmak, kovmak
alaşım - halita
alavere - kargaşalık
alavere dalavere - hile
alay - bayram, lağ, meze, söz
alay malay - birlikte, gelişigüzel
alaycı - müstehzi
alayişli - gösterişli
alaylı - görkemli, gösterişli, müstehzi
alaz - alev
alaz – alev
albalı - vişne
albeni - hava
albenili - zarif
alça - erik
alçak - adi, ağır, aşağılık, hain, namert, pespaye, rezil, sefil, soysuz, süfli, yavaş
alçak gönüllü - mütevazı, tevazukâr
alçak gönüllülük - tevazu
alçakboylu - bodur
alçaklık - zül
alçalma - düşkünlük, zillet, zül
alçaltı - zillet
alçı - jips
alçı taşı - jips
alçıtaşı - jips
aldangıç - tuzak
aldanmak - atlamak, avunmak, kanmak, yanılmak, yutmak
aldanmaz - kurt
aldatıcı - güzel
aldatılma - kazık
aldatma - al, hıyanet, şike
aldatmak - oyalamak, oynamak, tavlamak
aldırmaz - lakayıt, rahat
alegori - yerine
alelacele - çabucak
alelade - bayağı, olağan, sıradan
alelade – sıradan
alelhusus - bilhassa, hele, özellikle
alelumum - genellikle
alem - bayrak
alemdar - önder
alengir - düzen, fiyaka, gösteriş, hile, tuzak
alengirli - gösterişli, yakışıklı
aleni - açık
aleni – açık
aleniyet - açıklık
alet - araç, aygıt, cihaz, maşa
alev - alaz, kıvılcım, şule, yalın
alevlenmek - harlamak, öfkelenmek
alfabe - abece, yazı
alfabetik - abecesel
algı - alacak, idrak, kazanç, rüşvet, vergi
algılamak - derk etmek
algın - cılız, vurgun, zayıf
alıcı - müşteri
alık - aptal, budala, sersem
alık salık - aptal
alıkoymak - hapsetmek, saklamak, tutmak, yubatmak
alım - çalım, gurur, hava, kurum
alım çalım - gösteriş
alım satım - alışveriş
alımcı - tahsildar
alımlı - cazibedar, çekici
alımlı çalımlı - gösterişli, güzel
alın - karşı
alın yazısı - baht, talih, yazgı
alındı - makbuz
alıngan - hassas, nazik yürekli
alınmak - darılmak, içerlemek, kırılmak
alıntı - iktibas
alıntılamak - aktarmak
alısün - çınka, telefon
alışamamak - garipsemek
alışılan - mutat
alışılmadık - olağanüstü
alışılmak - yerleşmek
alışılmış - mutat, olağan
alışkan - kibrit
alışkanlık - huy, itiyat, ünsiyet
alışkın - alışkan
alışmak - atmak, bağlanmak, düşmek, ısınmak, kanıksamak
alıştım yandım - yanardöner
alıştırma - egzersiz, idman, talim
alıştırmak - hazırlamak
alışveriş - ilişki, iş, muamele, münasebet, pazar
ali - yüce, yüksek
ali mektep - yüksekokul
ali tahsil - lisans, yükseköğretim
alicenablık - asalet
alicenap - cömert
alil - sakat
alim - bilgin
aliyyülâlâ - mükemmel
alkış - tezahürat
alkışlamak - beğenmek
alkol - ispirto
Allah’a ısmarladık - hüdahafız, selamat kalın
allahsız - acımasız, vicdansız
allak bullak - karmakarışık
allık - al
alma - alıntı, iktibas, kabız, transfer
almaç - alıcı
almak - bağışlamak, başlamak, buyurmak, bürümek, çalmak, çekmek, elde etmek, fethetmek, gidermek, girmek, görmek, kaldırmak, kaplamak, kazanmak, kısaltmak, koparmak, koymak, kullanmak, örtmek, sarmak, temizlemek, yok etmek, yolmak, yutmak
alnaç - cephe
alp - kahraman, yiğit
alperen - derviş, mücahit
alplık - kahramanlık
alt bölüm - ayrım
alt etmek - yenmek
alternatif - seçenek
altın - değerli, kızıl, zer
altın varak - varak
altüst etmek - yıkmak
altüst olmak - yıkılmak
ama - fakat
ama - lakin, yalnız
ama – fakat
amacıyla - için
amaç - erek, garaz, gaye, hedef, kasıt, maksat, meram, murat, tasavvur, uğur
amaç – erek
amade - hazır
amade – hazır
amale - işçi
amale – işçi
amatör - acemi, heveskâr, meraklı
ambalaj - bağlama
ambar - depo, kiler
ambiyans - hava
ambulans - cankurtaran
amca - emmi
amel - fiil, ishal, iş
amel – iş
amele - emekçi
amelî - elverişli, kestirme, kolay, uygun
ameliyat - işlem
amil - faktör, sebep
amiyane - bayağı, sıradan
amma - ama
amme - kamu
amor - aşk
amortisör - cihaz
ampul - lambacık
amudi - dikey
amut - topuz
an - dakika, lahza, zihin
ana - anne, asıl, esas, temel, valide, velinimet
ana – anne
ana deniz - okyanus
ana kara - kıta
ana yarısı - teyze
ana yol - cadde
ana yurt - ana vatan
anaç - iri, kart, kurnaz
anafor - girdap
anahtar - açar, araç, dil, kurgu, vasıta, vesile
anahtarcı - çilingir
analiz etmek - çözümlemek
analog - benzer, eş
anamal - sermaye
anamalcı - sermayedar
anane - gelenek, örf
anaokulu - uşak bahçesi
anarşi - kargaşa
anatomi - insan
anayasa - esas, esas kanun, konstitüsyon, temel
anca - öyle
ancak - bir, dar, fakat, sade
anda - tam
andaç - anı, hatıra, yadigâr
andavallı - ahmak, aptal, şaşkın
andıran - yakın
andırma - çalım
andırmak - bakmak, benzemek, çalmak, kaçmak, okşamak, yaklaşmak
andız - servi
angaje etmek - bağlamak
angaje olmak - bağlanmak
angajman - bağlantı
angıç - kanat
angın - meşhur, ünlü
angutluk - ahmaklık
anı - hatıra, yadigâr
anı – hatıra
anık - hazır
anıklamak - hazırlamak
anılan - mezkûr
anımsamak - hatırlamak
anımsatmak - uyarmak
anında - çabucak
anıştırma - ima, telmih
anıt - abide, estelik
anıt – abide
anıtsal - görkemli
ani - ansızın, birden, birdenbire
anide - ansızın
aniden - ansızın, birden, birdenbire
aniden – birden – ansızın
anif - kaba, sert
anket - soruşturma
anlak - zekâ
anlaklı - zeki
anlam - mana, mazmun
anlam – mana
anlama - intikal, irfan, vukuf, zeki
anlamak - başa düşmek, bilmek, çakmak, çıkarmak, derk etmek, düşünmek, görmek, hissetmek, ihata etmek, paykamak, sezmek, takip etmek, yakalamak
anlamca - mealen
anlamdaş - eş anlamlı
anlamdaş – eş anlamlı
anlamlı - manalı, manidar
anlamsız - abuk sabuk, beyhude, boş, herze, yersiz
anlaşılan - belli, galiba, mahsus, muhtemelen
anlaşılmak - yansımak
anlaşılmayan - muamma
anlaşılmaz - karışık, muğlak, tuhaf
anlaşma - geçim, ittifak, kesim, pakt, sözleşme
anlaşmak - bağdaşmak, barışmak, geçinmek
anlaşmazlık - ihtilaf, uyuşmazlık
anlatı - hikâye
anlatım - ifade, tabir
anlatım – ifade
anlatmak - beyan etmek, göstermek, izah etmek, nakletmek, söylemek
anlayış - beyin, feraset, hesap, idrak, ihata, iş, mezhep, telakki, ufuk, zekâ, zihin, zihniyet
anlayışlı - ayık, zeki
anlayışsız - dümbelek, geri, köylü
anlayışsızlık - ahmaklık
anlı şanlı - gösterişli, güzel, ünlü
anma - yâd
anmak - hatırlamak, zikretmek
anmalık - hatıra, yadigâr
anne - aba, ana, kocakarı, nene, valide
anne baba - ebeveyn
anons - duyuru
anormal - deli, sapık
ansambl - topluluk
ansız - ansızın
ansızın - ani, aniden, bedaheten, birden, birdenbire, gafleten
ant - yemin
ant – yemin
antagonist - düşman
antagonizm - düşmanlık
antagonizma - tezat
antant - anlaşma, mutabakat
anten - sırgavıl
antet - başlık
antidot - panzehir
antik - antika
antika - acayip, örtü, tuhaf
antikite - ilk çağ
antipatik - itici, soğuk
antlaşma - mukavele, nişancı, pakt
antrakt - ara
antre - giriş
antrepo - depo
anüs - sofra
anzarot - rakı
apaçık - çıplak
apansız - ansızın
apansızın - ansızın
aparey - cihaz
aparmak - çalmak
apaz - avuç
aperitif - açar
apışık - şaşkın, yorgun
apışlık - ağ
apiko - derli toplu, hazır, şık, tetik
apotr - yardımcı
april - nisan
apse - çıban, iltihap
apse – iltihap
aptal - ahmak, akıllı, avare, derbeder, dingil, geri, hindi, inek, kelek, salak, serseri, şapşal
aptallık - avarelik, sefillik, serserilik
ar etmek - utanmak
ara - açıklık, aralık, fasıla, mesafe, ortam
ara – fasıla
ara bozuculuk - fesat
ara bulucu - aradüzelten, vasıtacı
ara sıra - bazen
ara vermek - durmak
araba - otomobil
arabalı vapur - feribot
arabozan - münafık, müzevir
aracı - ara bulucu, vasıta
aracılık - delalet, tavassut, vasıta
aracısız - direkt, doğrudan
araç - alet, anahtar, kayıt, taşıt, vasıta
araç – vasıta
araçsız - bilavasıta, doğrudan doğruya
aradan kaldırmak - gidermek
aradüzelten - ara bulucu
arak - ter
arakçın - takke
araklamak - aşırmak, çalmak
aral - ada, cezire
aralık - ara, ayakyolu, fasıla, koridor, mesafe, sıra, vakit
arama - kontrol
aramak - aktarmak, araştırmak, bakmak, beklemek, özlemek
arap - zenci
araştırıcı - meraklı, mütecessis
araştırma - muayene, tetkik
araştırmak - aramak, deşelemek, eşmek, gözlemek, incelemek, karıştırmak, kaşımak, sormak
araştırman - araştırıcı
araz - belirti
arazi - toprak, yer
arazi olmak - sıvışmak
arbede - patırtı
ardı sıra - takiben
ardıç rakısı - cin
ardıl - halef
ardılmak - çatmak, sataşmak
ardiye - depo
argaç - atkı
argın - bitkin, yorgun, zayıf
argıt - boğaz, geçit
argüman - iddia, kanıt, tez
arı - halis
arı - öz
arı - saf, salt, temiz
arı peteği - kovan
arı teknesi - kovan
arık - ark, cılız, kuru, sıska, zayıf
arıklamak - süzülmek
arıklık - zafiyet, zayıflık
arılık - saflık
arınmak - rahatlamak
arınmış - duru
arıtma - tasfiye
arıtmak - temizlemek
arız olmak - bulaşmak, ilişmek
arıza - bozukluk
arıza - engebe, kusur
arıza – bozukluk
arızalanmak - bozulmak, sınmak
arızasız - düz
arızi - eğreti, geçici
ari - çıplak
ari - hür
ari - özgür
aristokrat - soylu
aritmetik - hesap
ariza - dilekçe
arka - art, dal, dayı, dip, ense, geri, peş, torpil, üst
arka – geri
arkaç - ağıl
arkadaş - bacanak, dost, eş, tomdaş, yoldaş
arkadaşlık - şeriklik, ünsiyet
arkalama - yardım
arkalamak - korumak
arkalık - semer
arkalıksız - sedir
arkasında olmak - izlemek
arlanmak - utanmak
arlanmaz - utanmaz
arlı - sıkılgan, utangaç
armada - donanma
armağan - bağış, hediye, ihsan, ödül, yadigâr
armağan – hediye
armonika - mızıka
arna - kanal
arpa - rüşvet
arpa suyu - bira
arsa - saha, toprak sahası, yer
arsenik - zırnık
arsıulusal - uluslararası
arsız - utanmaz, yüzsüz
arslan - aslan
art - arka, ense, geri, peş
art – arka
artağanlık - bereket
artı - toplama işareti
artık - fazla
artırma - teras
artırmak - abartmak, bırakmak, mübalağa etmek
artist - sanatkâr
artma - ziyade
artmak - çıkmak, çoğalmak, kaynamak, üremek, yükselmek
arttırma - ilave
arz - en, maruzat, yer, yeryüzü
arz cazibesi - yer çekimi
arz derecesi - enlem
arz etmek - sunmak
arziyat - yer bilimi
arzu - dilek, gönül, heves, istek, rağbet
arzu etmek - dilemek
arzu – istek
arzuhâl - dilekçe
arzulamak - istemek, özlemek
arzulu - hevesli, istekli
arzuya yetişmek - mazhar olmak
as - bey
asa - baston
asabi - sinirli
asabileşmek - kızmak, öfkelenmek, sinirlenmek
asal - esas
asalak - tufeyli
asalet - alicenaplık, neciplik
asaletli - soylu
asamble - kurul
asan - kolay
asansör - götürge
asap - sinir
asayiş - emniyet, güvenlik
asetat - saydam
asgari - en az
ası - afiş
asık - asılı, somurtkan
asıl - ana, cevher, cins, esas, gerçek, hakikat, hamur, kaynak, kök, köken, mahiyet
asıl - nesep, özgün, soy
asıl - temel, üs
asılgan - askı
asılı - bağlı
asıllar - usul
asıllı - soylu
asılsız - soysuz, uydurma
asıntı - tehir
asıntı olmak - sırnaşmak
asır - çağ, yüzyıl
asır – yüzyıl
asi - hayırsız
asil - necabetli
asil - soylu
asil – soylu
asileşmek - başkaldırmak, isyan etmek
asilik etmek - başkaldırmak
asillik - asalet
asilzade - soylu
asistan - yardımcı
asker - er
askerî - harbi
askı - asılgan, fener
askılık - vestiyer
asla - katiyen
aslan - kükremek
aslansütü - rakı
aslında - esasen
asliye - esas, temel
asma - asılı
asma bıyığı - sülük
asmak - çekmek
asparagas - uydurma
asri - çağdaş
ast - alt
astana - eşik
astik - pezevenk
astragan - karagül
astronomi - heyet
asude - rahat, sakin
asudelik - rahatlık
asuman - gök
aş - ekmek, yemek
aş – yemek
aş damı - mutfak
aşağı - adi, bayağı, hor, kötü, süfli
aşağılamak - boyamak
aşağılık - adi, alçak, bayağı, pespaye, rezil, süfli
aşama - adım, basamak, derece, kademe, merhale, mertebe, paye, rütbe
aşçı - aşpaz, lokanta
aşermek - tiksinmek
aşevi - aşçı, lokanta
aşhane - kafeterya, lokanta, mutfak
aşı - calak, peyvent
aşık - ozan
aşıkmak - acele etmek, telesmek
aşılamak - etkilemek
aşındırmak - kemirmek, yemek
aşınmak - eskimek, yenmek, yıpranmak
aşınmış - yenik
aşırı - çılgın, çok, hadden artık, ifrat, kötü, lüks, müfrit, sivri
aşırılmak - uçmak
aşırma - aşık, kova
aşırmak - çalmak, kaldırmak, tırtıklamak
aşırmak – çalmak
aşırtmak - aşırmak
aşikâr - belli, mahsus
aşikârlık - vuzuh
aşina - bildik, tanıdık, tanış
aşina olmak - bilmek, tanımak
aşiret - el, oymak, tayfa
aşiyan - ev, mesken
aşk - sevda
aşkın - çok, fazla
aşlık - zahire
aşmak - geçmek
aşpaz - aşçı
aşüfte - oynak
at - beygir
at bakıcısı - seyis
ata - ata baba, baba, cet, ecdat, peder
ata – cet
ata ana - ebeveyn
ata baba - ata
ataerkil - atahakan
atahakan - ataerkil
atak - akın, çevik, geveze, girişken, hamle, hücum, saldırı, yiğit
atak – girişken
ataklık - cüret
atalar - ecdat
ataletli - mıymıntı
atama - nakil, tayin
atamak - kaldırmak, tayin etmek
atamak – tayin etmek
atasözü - darbımesel
ateş - acı, coşkunluk, hınç, hırs, od, öfke, tehlike
ateş parçası - becerikli, canlı
ateşkes - mütareke
ateşlemek - kışkırtmak, yakmak
ateşlendirmek - kışkırtmak
ateşlenmek - coşmak
ateşlilik - hararet
atfetme - isnat
atfetmek - çevirmek, vermek, yüklemek
atıfet - bağış, ihsan, lütuf
atıl - aylak, tembel
atılgan - acar, girişken
atılganlık - cesaret
atılım - atak, hamle, hücum
atılmak - başlamak, fırlamak, hücum etmek, saldırmak
atışma - tartışma
atışmak - tartışmak
atıştırmalık - çerez
ati - gelecek
atik - çevik, kıvrak
atik tetik - çevik
atkı - eşarp, kaşkol
atlama beygiri - beygir
atlamak - aldanmak, atlanmak, binmek, çıkmak, inmek, tullanmak, yanılmak
atlanılmak - atlanmak
atlanmak - atlamak, düşmek
atlatmak - aldatmak, ekmek, paketlemek, savmak, savsaklamak, savuşturmak
atlı - süvari
atmaca - sapan
atmak - alışmak, çalmak, çarpmak, çatlamak, çekmek, çıkarmak, ertelemek, göndermek, götürmek, kovmak, koymak, örtmek, solmak, söylemek, uzatmak, yollamak
atmosfer - hava
atom çekirdeği - çekirdek
atölye - işlik
atölye – işlik
aut - dış
avadanlık - demirbaş
avam - halk
avanak - aptal, enayi
avane - yardakçı, yardımcı
avangart - öncü
avantaj - yarar
avantajsız - yararsız
avantür - macera
avare - aylak, başıboş, serseri
avare – serseri
avarız - engebe
avaz - nara
averaj - ortalama
avize - çilçırak
avlamak - tutmak
avlu - hayat
avrat - eş, hanım, kadın, karı
avratağız - kılıbık
avratbaz - çapkın, hovarda, zampara
avuç - aya
avukat - aklavcı
avunç - teselli
avunma - teselli
avunmak - aldanmak, yetinmek
avuntu - teselli
avutma - teselli
avutmak - aldatmak, oyalamak
ay ağılı - hale
ay ışığı - mehtap
aya - avuç, taban
ayak - bacak, basamak, kıç
ayak oyunu - hile
ayak tabanı - aya
ayak tarağı - tarak
ayakkabı - pabuç
ayakkabı – pabuç
ayakla - yaya, yayan
ayaklanma - başkaldırı
ayaklanmak - başkaldırmak, isyan etmek, kıyam etmek
ayaklık - kaide
ayaksilen - paspas
ayakyolu - aralık, hela, tuvalet, yüznumara
ayakyolu – hela
ayal - eş, karı
ayan - açık, belli
ayar - dakiklik, değer, derece, köklenme
ayarlamak - dakikleştirmek, köklemek
ayartmak - aldatmak
ayazlık - teras
aybaşı - âdet
ayça - hilal
aydın - aydınlık, münevver, okumuş, sarih, somut, vazıh, veciz, ziyalı
aydınlanmak - şıkırdamak
aydınlatılmış - münevver
aydınlatma - tavzih
aydınlık - aydın, berrak, fer, nur, saf, sarahat, temiz, vazıh, vuzuh, ziya, ziyalı
aydınlık olmak - aydınlanmak
aygın - bitkin
aygın baygın - bitkin, vurgun
aygıt - alet, cihaz
ayık - uyanık
ayıklama - tasfiye
ayıklamak - temizlemek
ayın on dördü - dolunay
ayıp - kusur, şaibe
ayıplamak - kınamak
ayıraç - miyar
ayırma - bölme, şerh, tahsis
ayırmak - açmak, bölmek, kesmek, koymak, saklamak, seçmek, sökmek, üleşmek, vermek
ayırt - fark
ayırt etmek - karakterize etmek, tanımak
ayıtmak - söylemek
aykırı - çap, çapraz, karşıt, muhalif, ters, tersine, zıddına
aykırı olmak - zıt olmak
aykırılık - ihtilaf, muhalefet
ayla - ağıl, hale
aylak - avare, serseri
aylak – serseri
aylamak - beklemek
aylı - gebe
aylık - maaş
aymak - ayılmak
aymaz - bilgisiz, gafil
aymazlık - gaflet, uyku
ayn - göz
ayna - güzgü
aynagöz - uyanık
aynalı - güzel, yakışıklı
aynasız - çirkin, kötü, ters
aynaz - bataklık
aynek - gözlük
aynı - bir, nüsha, özdeş, tıpkı
ayraç - parantez
ayraç – parantez
ayran - katık
ayran ağızlı - boşboğaz, geveze
ayran budalası - aptal, budala, sersem
ayrı ayrı - değişik
ayrıca - hatta
ayrıcalı - müstesna
ayrıcalık - imtiyaz
ayrıcalık – imtiyaz
ayrıcalıklı - imtiyazlı
ayrıç - çatal
ayrık - müstesna
ayrıklık - istisna
ayrıksı - başka
ayrılık - hicran, ihtilaf
ayrılmak - bırakmak, boşanmak, çıkmak, fırlamak, kalkmak, terk etmek
ayrılmış - için
ayrım - fark, kıvrım, tefrik
ayrımlı - değişik, farklı
ayrımsız - aynı
ayrıntı - detay, ilim, incelik, tafsilat, teferruat
ayrıntılar - teferruat
ayrıntılı - ince, mufassal, uzun
ayrışık - muhtelif
aytışmak - tartışmak
ayvaz - erkek, eş, koca
ayyar - dolandırıcı, hilekâr
ayyarlık - dolandırıcılık
az - birkaç, dar, düşük, eksik, mahdut
az buçuk - biraz
az çok - oldukça
az daha - neredeyse
az kalmak - ramak kalmak
aza - organ, uzuv, üye
aza – üye
azade - başıboş, erkin, serbest
azalmak - daralmak, düşmek, eksilmek, kırılmak
azaltma - kısıntı
azaltmak - budamak, düşürmek, kesmek, kısmak
azamet - çalım, gösteriş, gurur, heybet, kurum, tekebbür
azametli - görkemli
azami - en çok, maksimum
azap - eziyet, işkence
azar azar - yavaş yavaş
azarlamak - abırlamak, biabır etmek, çıkışmak, darılmak, haşlamak, paylamak, tanlamak, terslemek
azat - hür, özgür, serazat
azat etmek - azletmek
azatlık - hürriyet
azgınlık - dalalet
azıcık - biraz
azık - besin, kumanya, rızık
azılı - korkunç
azınlık - azlık, ekalliyet
azimet - gidiş
azimkâr - kararlı
azimli - kararlı
aziz - ermiş, gözde, şirin
azletmek - azat etmek, kenar etmek
azlık - azınlık, ekalliyet
azma - melez
azmak - bataklık, taşmak
azmış - kuduz
azrail - alıcı
2025 Yılı Takvimi
Videolar
Galeri
Haberler
Sağlık
Faydalı Bilgiler
Osmanlı İmparatorluğu
Dörtyol - Karakese
Ülke Listesi, Ülke Telefon Kodları
LGS Taban Puanları
Denetimli Serbestlik Müdürlükleri
Firma Rehberi
YKS Taban Puanları
Resmi Tatil Günleri
Yıllara Göre Takvimler
Takvimler
Cuma Hutbeleri
Sözlükler
Nasıl Pilot Olurum
Türkçe Kelimeler ve Anlamları
Nöbetçi Eczane Listesi
Nöbetçi Eczaneler
Eczane Adres ve Telefonları
Bilim Adamları
Atasözleri ve Anlamları
Hicri Takvim
Rumi Takvim
Miladi Takvim
Kim Kimdir, Biyografi
Şehirler - İller
Sınavlar - Atamalar
Denetimli Serbestlik Müdürlükleri
Yerel Seçim Sonuçları
ASP, Classic Asp
Yaş Hesaplama, Kaç Yaşındayım
Dini Günler Listesi
Ramazan Bayramı Ne Zaman
Kurban Bayramı Ne Zaman
Dizi Fragmanları
Ülkeler
Okul Adres ve Telefonları
Osmanlı Sultanları
Osmanlı Tarihi
Evliyalar Ansiklopedisi
İslam Alimleri
Şiirler Menkıbeler
Osmanlı Hikayeleri